Trablusgarp Savaşı,1911 yılında Türkler ve İtalyanlar arasında geçen bir savaştır. Savaş Trablusgarp dışında Adriyatik Denizi, Ege Adaları gibi farklı bölgelerde devam etmiştir. Diğer devletlerin destek vermesi ve 1.Balkan Savaşı’nın patlak vermesi savaşı kaybetmemize neden olmuştur.

1551’de Osmanlı’nın ele geçirdiği Trablusgarp 1864 tarihinde vilayete dönüştürüldükten sonra 1877 de bağımsız sancak haline getirildi. Sanayi devriminin patlak vermesi büyük ülkelerin üretim ve hammaddesi için kendilerine sömürge ülkeleri bulma arayışına girmiştir. İtalya’da gözüne Trablusgarp’ı gözüne kestirmiş ve diğer devletlerle gizli anlaşmalar yapmaya başlamıştı. Britanya ve Fransa arasında, Kuzey Afrika'daki sömürgelerin paylaşımı yüzünden çıkan Faşoda Buhranı sonunda Kuzey Afrika'nın paylaşımı yapıldı ve böylece Trablusgarp da kâğıt üzerinde İtalya'ya bırakıldı. İtalya 1887'de Birleşik Krallık ve Avusturya, 1891'de Almanya, 1900 ve 1902'de Fransa, 1902'de Avusturya, 1909'da Rusya ile gizli antlaşmalar yaptı ve Trablusgarp üzerindeki emellerini bu devletlere kabul ettirdi.

Savaş öncesi Osmanlı iç ve dış sorunlarla boğuşuyordu. Balkanlardaki devletler tek tek ayaklanma ve bağımsızlıklarını ilan ediyorlardı. Ülke içinde 2.Abdulmamid’i İttihat ve Terakki Cemiyetinin girişimiyle tahttan indirdiler ve yerine kardeşi Mehmet Reşat padişah olarak getirdiler.

İtalya uzun zaman boyunca savaş için hazırlıklarını yapıyordu. Ayrıca diploması tarafından çalışmalar İtalya tarafından yürütülmektedir. İtalya henüz Osmanlı’ya savaş ilan etmeden Preveze’de Tür-İtalyan savaşının başlatmıştı. Bu savaşa başlamadan diğer devletlerle anlaşma imzalamış ve kendini güvenceye almıştır. Daily Telegraph gazetesinde, Birleşik Krallık'ın İtalya savaşa girdiği takdirde tarafsız kalacağı ve İtalya'ya karşı Osmanlı'yı müdafaa etmeyeceği belirtiliyordu. Daily Graphic'te ise Britanya'nın savaşın sadece Trablusgarp'a ait olmasını ve Avrupa'ya sıçramamasını İtalya'ya tembih ettiği bildiriliyordu.

Enver Paşa, Mustafa Kemal, Fuat (Bulca), Nuri (Conker) ve Fethi (Okyar) gibi Osmanlı subayları gizli yollarla Trablusgarp'a gelip (Örneğin Mustafa Kemal Paşa, buraya "gazete muhabiri Şerif Bey" adıyla Mısır üzerinden ulaşmıştır) buradaki kuvvetleri düzenleyerek, İtalyanlara rahat vermeyecek şekilde sürekli saldırılar başlattılar. Enver, yaptığı bir gazete röportajında, "Buraya geldiğimde 900 çöl savaşçısı bulmuştum. Şimdi ise elimin altında 16 bin talimli asker var" diyerek durumu ortaya koymaktadır. Bu ordu, yapılan savaşlar sonucunda 2 makineli tüfek, 250 tüfek, 2 top, sayısız mermi ve 10 tane de katır ele geçirmiştir.

Ocak 1912'de İtalyanların 100 bin kişilik askerine karşılık Bingazi'de 15 bin, Trablus'ta da yaklaşık 10 bin Osmanlı askeri ve Arap gönüllüsü savaşmaktaydı. Şubat ve Martta İtalyanlar Bingazi'yi tamamen ele geçirdiler. Bunun yanında Beyrut limanındaki 2 küçük Osmanlı gemisini batırdılar. Yemen'de Ocak 1911'de başlayan isyan nedeniyle daha savaş başlamadan önce Trablus'taki kuvvetlerin bir kısmı bu bölgeye kaydırılmıştı. 25 Mart 1912'de Osmanlı Devleti'nin koruyucusu görevini üstlenen ve İtalya'nın müttefiki olan Almanya, ara buluculuk yapmak için İtalya Kralı'yla Venedik'te görüştü. Ancak bu görüşmeden bir sonuç çıkmadı.

İsviçre'de Lozan’ın bir semti olan Uşi (Ouchy)'de imzalanan antlaşmaya göre;

-Osmanlı İmparatorluğu, Trablusgarp ve Bingazi'deki kuvvetlerini çekecek ve buraları İtalya'ya bırakacak,

-Osmanlı İmparatorluğu, Trablusgarp'taki Müslümanların haklarını koruyacak,

-İtalya Krallığı, On İki Ada'yı Osmanlı İmparatorluğu'na geri verecekti.

Ancak Osmanlı İmparatorluğu, Balkan Savaşları'nda On İki Ada'yı Yunanistan'a kaptırma endişesi içinde kaldığı için adaları, savaştan sonra geri almak şartıyla İtalya'ya verdi. Ancak İtalya, Balkan Savaşları bitmesine rağmen adaları kendi topraklarına kattığını ilan etti.